Iııy iğrenç kokuyor

Koku... Nasıl anlatsam, nerden başlasam elimde kalacak gibi ama bir yerden tutmaya çalışalım bakalım. Malumunuz insanın beş duyu organı var. Dünyayı onlarla birlikte algılıyoruz. Çalışmalar gösteriyor ki, biriyle tanışınca öncelikle göze, burna ve ağza bakıyoruz. Kalçalara da bakıyoruz ama konuya girmeden dağıtmayalım şimdi. Sonrasında istemsiz şekilde kişiyi/etrafı kokuyoruz. Bunu farkında olarak yapmıyor, olanı algılamaya çalışıyoruz. Koklayarak tanışmak, hayvanlara özgü bir davranış olsa da biz de kokuya göre belirli sinyaller alıyoruz. Eski bir hocam ergenliğe giren erkeklerin, annelerinin kokusunu itici bulduğunu, sebebinin de aile içi üremeyi engellemek olduğunu söylemişti. Koklamak, koklayarak anlamak yaptığımız en ilkel hareketlerden birisi. Beyinde duyu organ merkezleri birbirine yakınken koku merkezi farklı bir yerde ve hatırlamayı sağlayan hipokampusun yanında bulunur. O yüzden duyumsadığımız koku, bizi bambaşka anılara götürebilir, bambaşka şeyler hissettirebilir. Araştırmacılar genetik olarak birbirimize uzak olduğumuz insanların kokularını daha çekici bulduğumuzu ispatladı; farklı gen dizilimine sahip insanları üremek için daha çekici buluyoruz. 

Hiç tanımadığımız insanların olduğu bir yer hayal edin. Sohbet etmek için birinin yanına gittiğinizi düşünün. Önce tipine ve kıyafetlerine bakarsınız. Yaklaştıkça kötü koktuğunu fark ettiğinizde, onunla tanışır mısınız? Veya kötü kokusuna rağmen yanında durduğunuz birini düşünün. Nefes alamaz, sürekli kıpır kıpır halde kafanızı (belli etmeden) çevirmeye çalışır, bir yandan böyle bir kokunun var oluşuna şaşırırsınız. Koku duyusu oldukça etkilidir ve bizi harekete geçirir. Yağmurdan sonraki toprak kokusu, yeni doğmuş bebek kokusu, et yiyenler için kebap kokusu, sevgilinin kokusu... Bütün kokular bizde belirli duygular uyandırır, düşünceler çağrıştırır ve harekete geçirir. Afrodizyak tarafı da vardır. Tıraş losyonu, parfüm, duş jeli, oda kokusu, tütsü, vücut kremi vb. kullandığımızda daha kendimizi temiz ve seksi hissederiz. Kokumuzu önce kendimiz severiz. Çeşitli aromalar ile burnumuza hangisi güzel geliyorsa yada partnerimiz hangi kokuyu seviyorsa onu kullanırız. Bu aromalar, vücut sıvılarına karışır ve herkeste farklı şekilde kokar. Hatta internette esmerlere yakışan kokularla, beyaz tenlilere yakışan kokular şeklinde bile kategoriler bulabilirsiniz. Peki kişilerin bedenine hiçbir şey sürmediğinde ortaya çıkan kokular nasıl? 

En temelden başlayalım. Duş almak, insanın temel bakım eylemlerindendir. Hem kendimiz hem de diğer insanlar için duş alırız. (seksten bahsetmiyorum, toplum falan.) Fakat bazıları, nedense duş almamak konusunda oldukça ısrarlı. Temiz olmak, özbakımla ilgilidir. Kişi sağlıklıysa, özbakımı ile ilgileniyor, özbakımı ile ilgileniyorsa da temizdir zaten. Kişiler psikolojik olarak sıkıntılı süreçlerden geçerken özbakımını ihmal ettiklerinden, hem kendi temizliklerine hem de çevrelerinin temizliklerine önem vermezler. Kendiniz de gözlemleyebilirsiniz; ruhsal sıkıntı çekenler kıyafetlerini yıkamaz, evini temizlemez, saçı-başı ve bütün kıllarını uzatır... Yani psikolojik olarak sağlıklı bir insanın temiz olması beklenir. 

Öncelikle ağız kokusundan başlayalım. Öyle kendi kendimize soğan-sarımsak yedikten sonra ortaya çıkandan bahsetmiyorum. Hatta bu yazıyı ekmek arası köfteyi, soğanlı bir şekilde yerken yazıyorum. Hepimiz insanız, dilediğimizi yiyebilir-içebiliriz. Hem kelle paça veya işkembenin içindeki bol sarımsağa kim hayır diyebilir? Benim bahsetmek istediğim, insan içine çıkacağını yani ağzının veya vücudunun kokacağını bildiği halde, kokan şeyleri tüketenler. İnsan, ağzından/vücudundan bir koku çıkacağını ve bu kokunun diğer insanları rahatsız edeceğini bildiği halde neden böyle bir şey yapar? Bu saygısızlık değil de nedir? Bir de kokan bir şey yemediği halde ağzı kokan insanlar... Genelde diş, gırtlak veya mide problemi çekiyorlar ve ağızlarının kokusunu bildikleri halde doktora gitmiyor, tedavi olmuyorlar. Bu kokuyu kendileri de fark ediyor fakat derecesini anlamıyorlar. Bu durumda yüzyüze sohbet mümkün olmuyor, hatta bulunan ortam da ağız kokusu ile doluyor. 

Çok yaralı olduğum bir konu olarak sigara içenler... Bir çoğu koktuklarını kabul etmiyor veya sigarayı kısa süre bıraktıklarında az da olsa fark ediyor. Sigara içenlerin ağzı, üstü-başı, evi, bütün vücudu (özellikle parmakları) sigara kokuyor. Bu durumu fark etmiyor, fark etseler de önemsemiyorlar. Sigara içmeyenlerle iletişim kurarken/onlara yaklaşırken tereddüt yaşamıyorlar. Öyle kötü bir kokudan bahsediyoruz ki, ne kadar diş fırçalasalar, gargara kullansalar da geçmiyor çünkü koku içlerinden geliyor. Bir süre sigara içmeyince agresifleşiyor ve arabada veya evde sigara içmek için harekete geçtiklerinde ''cam açarız ya ne olacak?'' diyerek hem karşısındakinin rahat nefes almasını engelliyor hem de kötü kokuyu önemsizleştiriyorlar. Durum o kadar korkunç ki, astımı olan insanların yanında bile sigara içiyor, elini camın dışına çıkardığında ve dumanı dışarı üflediğinde kişilerin rahatsız olmayacağını düşünüyorlar. Ey sigara içenler, şunu artık kabul edin: ne yaparsanız yapın, hem siz hem de çevreniz çok kötü kokuyor. Peki sigara içen, içmeyene saygı duymazken, sigara içen, içmeyenle neden bir arada duruyor? Öncelikle ülkemizde sigara içmeyen kişi sayısı az. İçmeyene denk gelirsek, ne ala. Bir de içmeyen, içeni sevdiği için onu tolere ediyor. Mecburen katlanıyor yani. Koku bir yana dursun sigara içenlerin ağzı çöp yığını gibi. Düzenli olarak dişçiye gitme oranları düşük. Çürük, tartar, balgam, diş taşı... Ne ararsanız var. Sigara ile beraber onlar da koku yapıyor. Sigaradan hoşlanmadığımı anlamışsınızdır. ''Duman Avcıları'' bu yazıyı görse bana plaket verirlerdi. 

Oraldan/seksten önce duş almayanlar... Bu konuda fikir ayrılıkları var. Bazıları seksten önce duş almanın akışı/heyecanlı öldürdüğünü ve duşun spontanlığı bozduğunu düşündükleri için duş almadıklarını/aldırmadıklarını söylüyor. Bazı insanların da seksi yeni keşfederken yaşadığı oral seks deneyimlerinin tramvayla sonuçlanan hikayeleri var. Oral yapmak isterken karşılaştıkları koku ile oral sekse ömür boyu küsmüşler. Peki bunların ışığında ''erojen bölgeler kokuyorken, insanlar neden/nasıl oral yapıyor?'' Yaptığım mini ankette, bu soruyu takipçilerime sordum. Popüler cevaplar arasında heyecanı bölmemek, karşı tarafı sevmek, fark ettiği halde gücendirmemek için söylememek ve kokuyu o an almamak/duyumsamamak gibi yanıtlar aldım. Yani bazıları kokuyu alsa da önemsemeden devam ediyor, bazıları da adrenalin yüzünden kokuyor almadıklarını ifade ediyorlar. İnsan, ne kadar temiz olursa olsun, stres, sıcak, heyecan, metrobüs derken özellikle erojen bölgelerinden yoğun şekilde koku salgılıyor. Bu kokular, ıslak mendil veya taharet musluğu ile mi, yoksa duş ve temizleyici materyaller ile mi temizlenir? Her şeyi geçtim işin sağlık boyutu var. Temizlenmeyen bir şeyi ağzınıza aldığınızda, orda ne varsa onu yemiş oluyorsunuz. Antibiyotik kullanmanızı gerektirecek yoğun zararlı bakterilerden bahsediyorum. Bilerek hasta olmak istiyor musunuz gerçekten?

Insanlar kokar. Bu çok normal fakat kokan kişinin bunu bildiği halde önemsememesi neden? Fiziksel bir rahatsızlığınız varsa doktora gider çözüm bulmaya çalışırsınız. Gaz çıkarınca, geğirince içinizden çok kötü kokular geliyor olabilir, bütün gün çalıştığınız için havasız kalan ayaklarınız birini bayıltacak kadar yoğun, teriniz bir kokarca ile aynı aileden geldiğinizi düşündürecek kadar benzer kokuyor olabilir. İnsanları, kokuları alabilecekleri şekilde buna maruz bırakmak yerine, bunların sebebini bulup müdahale ederek sağlığınıza kavuşabilirsiniz. Kendinize bile kötü koktuğunu fark ettiğiniz şey, emin olun karşı tarafa katbekat daha fazla kokuyor. Burada sorun diye adlandırdığım durum, ne kadar kötü koktuğunuz değil; kötü kokuyor olmanıza rağmen müdahale etmeden diğer insanlarla yakınlaşıyor olmanız. Karşı taraftar sizi sevdiği için kokuya rağmen yanınızda olmak istiyor olabilir ve bu gerçekten çok üzücü. Biri size sırf değer verdiği ve yanınızda olmak isterken nefes alamayacak, midesi bulanacak ve kendini rahat hissetmeyecek. Bunu bilerek ona bu kötülüğü yapar mısınız? Birisine koktuğunu söylemek zaten çok zor. Karşı tarafa ''kokuyorsun'' demek, insanın bir anda ağzından çıkamıyor çünkü karşıdakinin utanacağını, çekileceğini ve kötü hissedeceğini biliyor. Hadi diyelim söyledi, söyledikten sonra kişi, tedavi olmuyor veya buna dikkat etmiyorsa onunla olan ilişkilenmemizi gözden geçirmeniz gerekir. Çünkü ''evet, ben kokuyorum, ben buyum, beni böyle kabul et'' demek, hem mental hem de fiziksel olarak sağlıksız bir insanın söylemidir.