Sanal arkadaş

Arkadaşlık başlı başına karmaşık bir konuyken bir de sanal versiyonu var. Eskiden arkadaş aramak oldukça zormuş. İnternet geliştiğinden beri arkadaş bulmak şüphesiz daha kolay hale geldi. Peki bunların ne kadarı gerçek arkadaş? 

Yokluk her şeyin başlangıcı dostlar. Yokluğa/yoksunluğa düşen insan arayışa giriyor. Çevresindekilerden sıkılan veya farklılık arayanlar, internetin sonsuz kuyusuna el feneriyle girmeye karar veriyor. Kuyu karanlık ve uçsuz. Arayanın mevlasını da belasını da bulduğu gibi, her kim ne arıyorsa, doğru kanallar aracılığı ile onu buluyor. Arkadaşlık adı altında sevgili veya partner arayanlar bir kenara dursun, bu arkadaş bulma mevzusu nasıl gerçekleşiyor? Az arkadaşınızın olduğunu düşünüyor veya farklı bir çevre edinmek istiyor olabilirsiniz. Çoğu insan hep aynı çevreden insanlarla vakit geçirmekten yakınır ve farklılık ister. Günümüzde internet üstünden arkadaş bulmak yüzyüze arkadaş bulmaktan daha kolay. Arayışta olan da arkadaş aramaya online toplanan bir gruba, çeşitli site ve uygulamalara dahil olarak başlıyor. Tabii internet alemi çok garip. Çok az kişi ''arkadaş arıyorum'' derken, gerçekten arkadaş arıyor. Genelde arkadaşlığı, farklı bir ilişkinin ön adımı olarak kullanıyorlar. Burada imdada online aktivite grupları yetişiyor. Ortak zevkler doğrultusunda bir araya gelen insanlar tanışıp, toplu şekilde arkadaş oluyorlar. 

Gelelim gerçek hayatta tanışık olduğumuz/olmadığımız fakat arkadaşlığı online şekilde sürdürdüğümüz arkadaşlara. Hayatımız boyunca bir şekilde insanlarla tanışıyor ve farklı ilişkiler kuruyoruz. Sevgili, kanka, dost, kardeş, abi, yakın arkadaş, seçilmiş aile vs. sıfatı farklı olan bir sürü insan gelip geçiyor. Okul, iş, mahalle, kurs, spor, konser derken onlarca tanıdık ve arkadaş ediniyoruz. Bu insanlarla iletişimin/ilişkimizin kopmaması için birbirimize telefon numarası veriyor, sosyal medyadan ekleşiyoruz (!) Böylece her istediğimizde kişiye ulaşabileceğimiz kanalları açmış oluyoruz. Teknoloji sayesinde kim nerde, kiminle, ne giymiş, ne yemiş, nereyi gezmiş, kimle sevgili olmuş anında görebiliyoruz. Sorsak hepimizin elinin altında telefon var. Sonsuz internet, kimsenin harcamadığı yüzlerce sms ve bedava konuşma dakikaları var. Peki bunların ne kadarını arkadaşlar için kullanıyoruz? 

Sadece sosyal medyadan ekli olmak kişileri arkadaş yapar mı? İletişimsiz şekilde ''ekli olmak'' arkadaşlığı sürdürmeye yeter mi?

Bana göre beraberce online grupta yer almak, geyik yapmak veya birbirine ''like atmak'' arkadaşlık adına yeterli eylemler değil. Sanal bir beğeni yapmak ve fotoğrafın/iletinin altına ateş/çiçek gibi türlü emoji(ifade) yazmak sadece zamanın getirisi ve maalesef biz buna seve seve eşlik ediyoruz: ''Burcu'cum çok güzel çıkmışsın. Mermiler seksin, bu alemde teksin'' Diyelim ki çok popüler bir insansınız. Tanıdık-tanımadık çok fazla kişi sizi ''takip'' ediyor. Onca takip eden takip edilen varken, sürekli iletilere yorum ve emoji yazılırken, gerçek bir ihtiyaç durumunda kaç kişi sanal arkadaşlarına ulaşabiliyor? Hasta olduğunuzda durumu internet üstünden gören, bu duruma tanık olduğu halde bir ''nasılsın?/geçmiş olsun.'' demeyi çok gören insanlardan bahsediyorum. Arayıp sormadıkları gibi bir kuru mesaj bile atmayanlardan. İşleri düşünce arayanlardan. Arkadaşı, sadece ihtiyaç halinde hatırlayanlardan...

Bir de ileti veya hikayelere öylesine-hızlı hızlı bakanlar var. Sadece bakmış olmak için bakan kişiler. Biliyorsunuz uygulamaların özellikleri sayesinde kişiler arkadaş listesinde ekli olsa bile, paylaşımları gizleme özelliği var. İsteyenler ana sayfasında arkadaşlarının paylaşımlarını görmemeyi seçebiliyor. Birileri arkadaş listesinde fakat gönderilerinizi onlardan gizliyor veya listeden çıkarmadan gönderilerini gizleyebiliyoruz. Hem ayran dökmüyor hem istenmeyen olaylar yaşanmıyor. Bu ortamda nasıl bir arkadaşlıktan bahsediyoruz? 

Elbette ki her zaman özelimizi açmak içimizden gelmeyebilir. Kim-ne yapıyor sürekli görmek istemiyor da olabiliriz. Her zaman böyle bir lüksümüz var. İşin komiği arkadaş listesi saçmalığı. O insanlar var. Kanlı-canlı insanlar olduğunu da biliyoruz fakat listede sadece bir isimden/nickten ibaretler. Listeden çıkarmak işimize gelmediğinden, günü gelene kadar öylece listede duruyorlar. Biz seslenmiyoruz, onlar da ses etmiyor. Herkes neyin ne olduğunu biliyor yine de ses çıkarmıyor; kabul ediyor sahte arkadaşları. Peki neden görüşmediğimiz insanları listede tutuyoruz? Neyden korkuyoruz? Yalnız kalmaktan mı, beğeni almamaktan mı, işimiz düşünce uygun insanı bulamamaktan mı? 

Sanal da olsa arkadaşımızın olduğunu bilmek hoşumuza gidiyor sanırım. Bazen telefondaki bir ses, bir mesaj bize iyi geliyor ve yalnız olmadığımızı hatırlatıyor. Hiçbirisi yüzyüze sohbetin yerini almasa da hiç, yoktan iyi durumda. Yalandan da olsa bir emoji, bir gif, o an'ı keyifli hale getirebiliyor. Hayatın zorluğu ve mesafeler sürekli yanyana olmayı engelliyor. Birbirimize sanal temas ediyoruz. Bu bizi oyalıyor. Arkadaşlık olgusunu sürdürülebilir hale getiriyor. Sanki herkes yanımızda gibi hissediyoruz fakat insanlar yalancıdır. Gerçek bir ihtiyaç durumunda bu sanal arkadaşların orada olmadığını görüyoruz. Dostun gerçeği, kendini kara günde belli ediyor. 

Tabii durum her zaman bu kadar karanlık değil. Sanaldan başlayıp gerçek arkadaşlığa, dostluğa, sevgili olmaya ulaşan insanlar da var. Tanışılan platformdan ziyade insanın hamuru ile ilgili. Kimisi mesafe dinlemiyor. Gönül bağı kurduğu kişiyle bağını yıllarca koparmıyor. Nihayetinde sanal arkadaşların oldukça sanal olduğunu biliyoruz yine de onları çevremizde tutmaya devam ediyoruz. Beğeni ve onay almaya, bir gruba ait hissetmeye ihtiyacımız var. Yine de ''hal-hatır sorabilmek bu kadar kolayken, nasıl bu kadar zor?'' bu yazının asıl sorusu olsun.

Sanaldan da olsa, ne güzel güldün o akşam bana...