Ailemle yaşıyorum

Bireyselleşme dediğimde aklınıza neler geliyor? Birey olmak, yetişkin olmak sizin için ne demek? 

Bebekken/çocukken bir bakım vericiye ihtiyaç duyarız. Gerek temel gereksinimlerimizi gerekse sevgi ve şefkat ihtiyacını karşılamak için bir diğerinden gelecek bakıma muhtacız. Belli bir yaşa gelince kendimize bakım verebilir hale geliriz. Meslek sahibi olup para kazanmaya başlayınca maddi özgürlüğü de kazanırız. Maddiyat bu dünya da her şey olmasa da çoğu şey demek. Birilerine bağımlı olmadan dilenen yerde yaşama, yeme-içme, hobi edinme, gezme ve en nihayetinde kendini gerçekleştirmek için ne gerekiyorsa, onları yapabilme özgürlüğü sunar bize. 

Psikolojide ''leaving home'' (evden ayrılmak) gibi bir kavram var. Hem mental olarak hem de fiziken, içinde dünyaya geldiğimiz aileden/evden ayrılmak anlamına gelir. Tabii bu evden çıkın gidin, ailenizi arayıp sormayın demek değil. Bir yetişkin olarak kendinize bağımsız ve mümkün olduğunca özerk bir yaşam kurmak anlamındadır. Diyelim ki maaşlı bir işiniz var ve ailenizle yaşıyorsunuz. Tipik bir Türk ailesinde ağırlıklı olarak ev işlerini anne veya ailedeki kadınlar yapar. Evin ihtiyaçları için kazandığınız paranın bir kısmını ailenize verseniz de eve gittiğinizde önünüze sıcak yemeği bir başkası getirir, çamaşırı-bulaşığı başkası yıkar, çayı başkası demler, evi başkası temizler ve bu ''başkası'' genelde anne olur. Evin annesi aslında evin kölesi. Evdekilere hizmet etmekle geçiyor ömrü. Bulaşıkları mutfağa götürüyor veya kirli çamaşırlarınızı sepete atıyor olabilirsiniz (alkış size) fakat bütün ev işlerini düşünürsek, kendinizce bulunduğunuz yardım, hayatı kolaylaştırmak açısından ne kadar etkili? Vicdanınızı eve para vererek rahatlatıyor olabilirsiniz ama onca işi bir başkası yapınca, ufak bir çocuktan ne farkınız kalıyor? O yaşlarda da aynı evdeydiniz ve size bakım veren bir başkasıydı, şimdi de bir başkası. 

Yetişkin olmak sadece aileye hesap vermemek veya özgürce seks yapmak değildir. Yetişkin olan birinden, hayatın zorluklarıyla beraber ailesi ile yaşadığı evden ayrılıp kendi düzenini kurması beklenir. Sağlıklı olanı budur. Kendinize kurduğunuz düzen içerisinde tüm ev işlerini yine kendiniz halledersiniz. Tüketim sonucu faturaların ne kadar geldiğini bilir -gerekirse tasarruf yaparsınız, karnınızı doyurmak zorunda olduğunuzdan -e sürekli dışarıdan yemek söylemek sağlıksız ve ekonomik olmadığından yemek yapmayı öğrenirsiniz, bulaşıkları bekletince oluşan mikroorganizmalara şahit olup düzenli bulaşık yıkarsınız, giysilerin kaç derecede-nasıl yıkanacağını bilirsiniz, köşe-bucak temizliğin ne kadar zahmetli ve yorucu olduğunu görürsünüz. Evin ve yaşantınızın sorumluluğu üstünüzdedir. Dilediğiniz arkadaşınızı çağırabilir, yazın çıplak dolaşabilir, komşuların esneklik durumuna göre dilediğiniz alanda dilediğiniz şeyi yapabilirsiniz. Bunların hepsi yetişkin olmanın tanımlarındandır. 

Evde tüm işleri halleden bir kölenin (annenin) olması elbette hepimizin işine gelir fakat insan olarak kendi düzeninizi bir zamandan sonra kurmamız gerekir. Ailesiyle yaşayan ve yaşamayan insanları genelleyecek olursak, kendi düzenini kuran ve aileden bağımsız yaşayan insanların hayatlarında daha sorumluluk sahibi, ev işlerine hakim, emeğin değerini bilen ve sağlam duruşlu olduklarını söyleyebilirim. Sorumlulukları sırtlanmak insanın omuzlarındaki yüklerden biridir. Size bakım verenler eğer hala aileniz ise, ne yazık ki henüz yetişkin birisi değilsiniz demektir. 

Bu genellemeler dışındaki durumları da konuşmak gerekiyor. Evde bakıma muhtaç biri varsa ve bakım vermesi için birini işe almak istemiyorsanız, beraberce aynı evde kalmak oldukça doğaldır fakat evde kendine yetebilen, sağlıklı insanlar varken ''onların bana ihtiyacı var, bensiz yapamazlar'' demek, kendinizi kandırmaktan öte geçmez. O insanlar siz yokken de hayatlarına devam ediyordu, evden ayrıldığınızda da hayatlarına devam edecekler. 

Hazır bu vicdan mastürbasyonundan bahsetmişken ailesi ile yaşadığı halde, benim esprisine ''fuhuş evi'' diye nitelendirdiğim, ailesinden ayrı bir evi daha olan ve orada takılanlardan da bahsedelim. ''Benim ayrı bir evim de var'' ifadesini kullanan kişilerin, birkaç kişi birleşip açtıkları ve aile evinde yapamadıklarını rahat rahat yaptıkları evleri olur. Orada zararlı alışkanlarını yaşar, orada seks yaparlar. ''Yaramazlık'' yapacakları zaman o eve gider bu çocuklar. 

Garip bir şekilde bazı ailelerde kültür olarak evlenmeden ayrı eve taşınmak hoş karşılanmıyor. Bilmiyorlar ki, yavru kuşun uçmayı öğrenmesi için yuvadan ayrılması şart. Kendi kendine yetemeyen biri, anca başkasına yük olur. Hayatı boyunca ailesi ile kalan biri ev geçindirmeyi, sorumlulukları ve kendine bakmayı öğrenemez. Bir insana evlenene kadar ailesi bakarsa, evlenince de eşi bakmaya devam etmek zorunda veya sıfırdan ev işi öğretmek durumundadır. Bağımsız bir bireyin kendine ait bir düzeni ve yaşam alanı vardır. Aile evinden ayrılmak, ev kurmak sağlıklı bir yetişkinlik ve kendiniz olabilmeniz için oldukça önemlidir.